Hepimiz günlük hayatımızda ikiyüzlü insanlarla mutlaka karşılaşırız. En acısı da aslında bizi seviyormuş gibi davranan insanlar, bizimle ilgileniyor, yardım ediyorlar gibi görünürler hatta yüzümüze gülümseyen, en iyi arkadaşınızmış gibi davranan ancak arkamızdan iş çeviren insanlardır bunlar.
Bu insanların amaçları sizin adınızı, konumunuzu kullanmaya çalışmak ya da arkanızdan yalanlar ve dedikodular yaymaktır. Size yakın olurlar, çünkü uzakta olunca zarar veremezler.
En acısı da güvenilir bir arkadaş olduğunu düşündüğünüz birinin aslında tam tersine kıskanç ve ikiyüzlü bir dost olduğunu kabul etmek ise oldukça zordur.
Bu durumda sahte, dürüst olmayan ve ikiyüzlü biriyle ilişki içinde olduğunuzu kabul etmelisiniz. Bu tür bir kişi, kesinlikle size bir arkadaş, bir dost değildir ve onlarla uğraşırken akıllıca davranmak en iyisidir.
İşin garibi ise bu insanlar çoğu zaman bir arkadaş, bir dost, bazen de eş dost akraba ve hatta kardeş gibi dediğiniz insanlar bile olabilir.
Son zamanlarda gördüğüm kadarı ile herkes te bir maske merakı; kimsenin kendi olmaya cesareti kalmamış gibi. Bazı insanların ise en profesyonel aktör gibi sergiledikleri usta oyunculuklarını da yabana atmamak gerek! O kadar profesyonel oyunculuk sergiliyorlar ki gördükçe insanın içinden ayakta alkışlamak geliyor. Eeee tabi ne yazık ki kendi olmaya medeni cesareti olmayan, kendini ifade yetisi olmayan insanlar maskelerin ardına sığınarak yaşamaya mahkûm ediyorlar kendilerini…
“ Hangi ortamda hangi maske uygunsa alıp suratımıza geçirdiğimiz, gün boyu taktığımız maskelerimiz var. Neden mi? Aslında o an ki büründüğümüz rolü layıkıyla oynayalım diye. Hem bu rolü oynayalım, hem de bu Oscar’lık performansımızı sergilerken pek değerli izyeyicilerimiz bizim aslında neler düşündüğümüzü anlamasın, gönlümüzden geçenleri de bilmesin diye.
Aslında Dostoyevski’nin dediği gibi; Maske takmak insana bir yüktür. Hem taşıyana hem anlamaya çalışana. Bu maskeli insanlar hem kendilerini hem de onları anlamaya çalışanları yormaktan başka bir işe yaramazlar. Başkası olma kendin ol! Böyle çok daha güzelsin şarkısını Tarkan’dan yıllarca dinledik oysaki! Herkes herkesi sevmek zorunda değil, ama saygı duymak zorundadır.
Ne, çirkin yanlarına maskeler giydir, ne, yılışıp zorla kendini sevdir. (Alıntı)
Düşünecek olursan sen senken özelsin o kadar. Gerisi sadece senin kötü yönlerini bilmeyenlerin kandırılmasından başka bir şey değildir. Ben açıkçası başkası olup sevilmekten ise, kendim olup nefret edilmeyi tercih ederim diyenlerdenim.
Güvenemiyorum insanlara; güzel konuşup güzel yazıyorlar. Dil başka olmuş, yürek başka. Görünmüyor asıl çehre. Artık o kadar sık değiştiriliyor ki; maskeler bile sahte. (Alıntı)
Biz toplum olarak aynen yukarıda bahsedilen bu hale geldik ne yazık ki!
Oysa ne diyordu Hz. Mevlana; Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol. Başkalarına şirin görünme gayreti içerisine girince kendinizden, kişiliğinizden ödün vermeye başladığınızda, bunun en büyük zararını yine siz görürsünüz. Bırakın sizi seven olduğunuz gibi sevsin.
Konuşunca mangalda kül bırakmayanlar, başkalarının yaptıkları hataları oturup eleştirenler, maskelerinin arkasından çıktıkları vakit kendilerinin ne hale geldiğini gördüklerinde ne yapacaklar acaba buda merak konusudur. Mehmet Akif ikiyüzlü insanlara çok kızarmış. Bir gün bir arkadaşına şöyle demiş. İkiyüzlüleri artık sever oldum. Çünkü yaşadıkça yirmi yüzlü insanlar görmeye başladım!
-Ne güzel de söylemiş... Saygıyla…
Bu insanların amaçları sizin adınızı, konumunuzu kullanmaya çalışmak ya da arkanızdan yalanlar ve dedikodular yaymaktır. Size yakın olurlar, çünkü uzakta olunca zarar veremezler.
En acısı da güvenilir bir arkadaş olduğunu düşündüğünüz birinin aslında tam tersine kıskanç ve ikiyüzlü bir dost olduğunu kabul etmek ise oldukça zordur.
Bu durumda sahte, dürüst olmayan ve ikiyüzlü biriyle ilişki içinde olduğunuzu kabul etmelisiniz. Bu tür bir kişi, kesinlikle size bir arkadaş, bir dost değildir ve onlarla uğraşırken akıllıca davranmak en iyisidir.
İşin garibi ise bu insanlar çoğu zaman bir arkadaş, bir dost, bazen de eş dost akraba ve hatta kardeş gibi dediğiniz insanlar bile olabilir.
Son zamanlarda gördüğüm kadarı ile herkes te bir maske merakı; kimsenin kendi olmaya cesareti kalmamış gibi. Bazı insanların ise en profesyonel aktör gibi sergiledikleri usta oyunculuklarını da yabana atmamak gerek! O kadar profesyonel oyunculuk sergiliyorlar ki gördükçe insanın içinden ayakta alkışlamak geliyor. Eeee tabi ne yazık ki kendi olmaya medeni cesareti olmayan, kendini ifade yetisi olmayan insanlar maskelerin ardına sığınarak yaşamaya mahkûm ediyorlar kendilerini…
“ Hangi ortamda hangi maske uygunsa alıp suratımıza geçirdiğimiz, gün boyu taktığımız maskelerimiz var. Neden mi? Aslında o an ki büründüğümüz rolü layıkıyla oynayalım diye. Hem bu rolü oynayalım, hem de bu Oscar’lık performansımızı sergilerken pek değerli izyeyicilerimiz bizim aslında neler düşündüğümüzü anlamasın, gönlümüzden geçenleri de bilmesin diye.
Aslında Dostoyevski’nin dediği gibi; Maske takmak insana bir yüktür. Hem taşıyana hem anlamaya çalışana. Bu maskeli insanlar hem kendilerini hem de onları anlamaya çalışanları yormaktan başka bir işe yaramazlar. Başkası olma kendin ol! Böyle çok daha güzelsin şarkısını Tarkan’dan yıllarca dinledik oysaki! Herkes herkesi sevmek zorunda değil, ama saygı duymak zorundadır.
Ne, çirkin yanlarına maskeler giydir, ne, yılışıp zorla kendini sevdir. (Alıntı)
Düşünecek olursan sen senken özelsin o kadar. Gerisi sadece senin kötü yönlerini bilmeyenlerin kandırılmasından başka bir şey değildir. Ben açıkçası başkası olup sevilmekten ise, kendim olup nefret edilmeyi tercih ederim diyenlerdenim.
Güvenemiyorum insanlara; güzel konuşup güzel yazıyorlar. Dil başka olmuş, yürek başka. Görünmüyor asıl çehre. Artık o kadar sık değiştiriliyor ki; maskeler bile sahte. (Alıntı)
Biz toplum olarak aynen yukarıda bahsedilen bu hale geldik ne yazık ki!
Oysa ne diyordu Hz. Mevlana; Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol. Başkalarına şirin görünme gayreti içerisine girince kendinizden, kişiliğinizden ödün vermeye başladığınızda, bunun en büyük zararını yine siz görürsünüz. Bırakın sizi seven olduğunuz gibi sevsin.
Konuşunca mangalda kül bırakmayanlar, başkalarının yaptıkları hataları oturup eleştirenler, maskelerinin arkasından çıktıkları vakit kendilerinin ne hale geldiğini gördüklerinde ne yapacaklar acaba buda merak konusudur. Mehmet Akif ikiyüzlü insanlara çok kızarmış. Bir gün bir arkadaşına şöyle demiş. İkiyüzlüleri artık sever oldum. Çünkü yaşadıkça yirmi yüzlü insanlar görmeye başladım!
-Ne güzel de söylemiş... Saygıyla…